Dé importeur van Scotsman ijsmachines in Nederland…

T C. Anayasa Mahkemesi

By on mrt 23, 2024 in most-bet-giris.xyzsitesi mar | 0 comments

T C. Anayasa Mahkemesi

İfade özgürlüğü ve platformlara getirmişolduğu yükümlülükler bakımından yoğun bir şekilde kamuoyunda eleştirilendüzenlemenin katı hükümleri Fransa Anayasa Konseyi tarafından iptal edilmiştir. İptali istenen kural, George Orwell’ın 1984 romanında yer alankonjonktüre göre gerçeklerin her gün yeniden yazılmasından sorumlu hakikatbakanlığının işlevini görmeye adaydır[5]. Hukuk sistematiğine tamamen aykırı olan bu kurum Anayasanın pekçok maddesine de aykırıdır. Bu haliyle kural öngörülemezdir ve bir kanunda bulunması gerekenöngörülebilirlik ve keyfi müdahalelere karşı güvence içerme niteliklerinitaşımadığından temel hakların kanunla sınırlandırılması ilkesini de ihlaletmektedir. mostbet oyunları veya kumar gibi eğlence türlerinin ödemesini sağlayan ve yasal olmayan internet sitelerinden alınan ödeme de incelenme amacıyla bloke edilebilir. Bu durumda araştırma süreci, ilgili kurum tarafından tamamlanana dek hesap blokesi kaldırılmaz.

Bu belirsizlik hukuk devleti ilkesinin temel esaslarından biriolan hukuki güvenlik ilkesine açıkça aykırı olduğu gibi, hukuk devletinin tamkarşıtı olan keyfi yönetime olanak tanımaktadır. Bu nedenle Kural Anayasanın 2.maddesine de aykırıdır. Kuralla öngörülen tebliğ yöntemiyle yurt dışındabulunup haklarında idari para cezası tesis edilen internet aktörlerinin bucezalardan kısa sürede haberdar edilmeleri mümkün kılınmak suretiyle söz konusuidari para cezalarının etkinliğinin sağlandığı gözetildiğinde kuralın kamudüzeninin temin edilmesi biçimindeki meşru amaca ulaşmak bakımından elverişlive gerekli olmadığı söylenemez. Özellikle böyle bir Kanun hükmü sosyal ağ sağlayıcıları üzerindebir baskı kurarak içerik değerlendirmelerini etkileyebilecek ve sansüruygulamalarına sebebiyet verebilecektir. Bu halde ise Anayasa’nın 22.maddesinde yer alan “Haberleşme hürriyeti”nin, 26. Maddesinde teminat altınaalınan ve demokratik toplumların en temel değerlerinden biri olan “İfadehürriyeti”nin ve yine Anayasa’nın 28. Maddesinde düzenlenen “Basın hürriyeti”ninve Anayasa’nın “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” kenar başlıklı 13. Maddesininaçık bir biçimde ihlâli anlamına gelmekte ve dolayısı ile, mezkûr hak vehürriyetleri teminat altına alan Anayasamızın “hukuk devleti” ilkesinibenimseyen 2. Maddesi hükmüne de aykırılık teşkil etmektedir. Diğer taraftan kural sosyal ağ sağlayıcıların anayasal haklarınada müdahale teşkil etmektedir.

Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zararakarşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veyaişleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararınıgiderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu yargı mercileri önünde davahakkını kullanabilmesidir. (5) Hâkimin bu madde kapsamında verdiği içeriğin çıkarılmasıve/veya erişimin engellenmesi kararları doğrudan Birliğe gönderilir. Diğer taraftan bu yükümlülük bütün sosyal ağ sağlayıcılaraçısından değil, Türkiye’den günlük erişimi bir milyonun üzerinde olan ağsağlayıcılar için geçerlidir. Ancak bu tespitin nasıl yapılacağı konusundayasada bir açıklık bulunmamaktadır. Bu belirsizlik hangi platformların yasayave yasada öngörülen yükümlülüklere ve yaptırımlara tabi olduğu konusundaöngörülemezlik yaratmakta ve idareye keyfi davranma imkânı tanımaktadır. Bu durumda sosyal medya platformlarının Türkiye’den gönderilenyargı kararlarını uygulamadığı tezi anlamsızlaşmaktadır. Zira bu kararlarıntamamını sosyal medya platformları uygulasa AYM tarafından ihlal kararıverilinceye kadar ifade özgürlüğüne yönelik ihlaller devam edecektir. Maddenin koruması kapsamına tüzel kişiler vekurumlar da dahil edilmiştir.

  • Busebeple ilgili hüküm Tüzük m.
  • Kurumlar ya da kişilere olan vadesi gelmiş borçların tahsil edilememesi durumunda ortaya çıkabilen bu süreç, borç miktarı dikkate alınarak resmî talepler doğrultusunda gerçekleşir.
  • Bu görev ve yetki Birliğinhukuki statüsüne uygun olmadığı gibi kanunda düzenlenen diğer görev veyetkileriyle de bağdaşmamaktadır.

Usulüne uygun olarak yapılan tebligat,Anayasa’da güvence altına alınmış olan iddia ve savunma hakkının tam olarakkullanılabilmesinin ve bireylere tanınan hak arama özgürlüğünün en önemligüvencelerinden biridir. Muhatabın, tebligat konusu işlemden usulüne uygunolarak bilgilendirilmesi, hakkaniyete uygun yargılamanın da bir gereğidir. İptali istenen kuralın, ihdas edilen yükümlülüklere sahip sosyalağ sağlayıcıları belirli kılmaması, mülkiyet hakkına müdahale oluşturacak idaripara cezalarının, reklam alma yasaklarının ve bant genişliği daraltmayaptırımlarının kime uygulanacağını öngörülemez hale getirmektedir. İhtilaflıkural, yukarıda yapılan açıklamaların ışığında, Anayasa’nın mülkiyet hakkınınancak kanunla sınırlanabileceğini öngören 35. Fıkrasına daaykırıdır. Bu çerçevede 9.madde kapsamında erişimin engellenmesine karar verilmesi bakımından yargısalmakamlar tarafından gözetilmesi gereken hususlar birçok kez tekrarlanmıştır (KeskinKalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri, § 111). Dava konusu kurallarda öngörülentedbirin ceza yargılaması sürecinden kopuk ve Başkan tarafından yapılacak birsuç tespitine bağlı olarak uygulanan nihai bir tedbir niteliğinde olduğuanlaşılmaktadır. Başkan tarafından uygulanan idari tedbir, tedbirinuygulamasının gerekçesini oluşturan suçla ilgili olarak başlatılan cezasoruşturması sürecinde gözden geçirilememekte, yargılama mahkûmiyet dışında birhükümle neticelense bile içeriğin çıkarılması kararı ayakta kalmaya devametmektedir. Bu durumda, masumiyet karinesinin birinci boyutunu oluşturan ve birkimsenin suçlu olduğu kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla tespit edilene kadarona suçlu gibi muamele edilemeyeceğine ilişkin güvence anlamsız hâlegelmektedir.

Diğer yandan ise 5651 sayılı Kanun’da düzenlenen söz konususorumluluğun kusursuz sorumluluk hali olduğu anlaşılmaktadır. Sorumlulukhukukunun temelinde neminem laedere (hukuka aykırı olarak kimseye zararvermeme) ilkesi bulunmaktadır. Zira sorumluluk hukukunun öncelikli amacı, builkeye aykırı davranılarak bir başkasına zarar verilmesi durumunda, zararınzarar görenden zarar verene aktarılmasıdır. Bir başka deyişle, zarar görensebep olduğu zararı karşılamakla yükümlüdür. Ancak zarar verenin sadece birzarara sebep olması yeterli değildir.

Bu halde yer sağlayıcının içerikten sorumluolmaması, sorumluluğunun ikincil olması ve tamamen soyut bir zarar tazminisorumluluğu altında bırakılmasını konu edinen söz konusu düzenleme Anayasa’nın2. Ayrıca kural ile öngörülen yükümlülüğün kapsamı da bellideğildir. 5651 sayılı Kanunda hukuki niteliği çok farklı erişimin engellenmesikararları vardır ancak bu kararlardan bir kısmı koruma tedbiri niteliğindedir,mesela 8. Ve 8/A maddesindeki kararlar koruma tedbiri niteliğinde olup,içeriğin hukuka aykırılığı konusunda nihai bir karar olarak nitelendirilemez.9. Maddede öngörülen karar ise özel bir hak arama niteliğine sahiptir veAnayasa Mahkemesi de bu kararın tedbir niteliğinde olduğuna karar vermiştir.Dolayısıyla bu karar da içeriğin hukuka aykırılığına ilişkin nihai bir kararolarak nitelendirilemez. 5651 sayılı Kanun’un 9. Maddesinde internet ortamında yayınlananiçerikler dolayısıyla kişilik haklarının ihlal edildiğini ileri süren kişileriniçerik ve/veya yer sağlayıcıya başvurarak içeriğin çıkarılmasını talepedebileceği ya da doğrudan sulh ceza hakimliğine başvurarak erişiminengellenmesine karar verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.

Post a Reply

Het e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Verplichte velden zijn gemarkeerd met *

De volgende HTML-tags en -attributen zijn toegestaan: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>